Bugün akşam annemi iftara çağırdık. Sinan ın annesi de gelecek. |
O yüzden iftar vaktine denk getirmeden, dışarı çıkıp, vakitlice Duru yu parka götürelim dedik. |
O uyuyunca evi temizlemeye koyulduk. Yine evin şeklini değiştirdik. Duru Hanım televizyona |
yapışık durduğu için televizyon sehpasını yine kaldırma kararı aldık. Salon iyice iğrenç bir |
hal aldı. |
Duru uyanınca yemek yedirdik. Giydirirken zorlanınca ,''atta gidiyoruz'', deyince sakinleşti. |
'Aakka''aakka' demeye başladı. 'evet annecim, ayakkabılarımızı da giyeceğiz.' dedim. |
Giyinir giyinmez fırladı ve 'aakka' aramaya koyuldu. |
Dışarı çıkmaya bayılıyor. Kaydırağın merdivenlerine tek başına çıktı bugün. Tepesine gelince |
oturup da kayması gerekirken, ayakta kendini aşağıya bırakıyor. Tabii ben tutmuyor olsam, |
tepe üstü yuvarlanacak. Ama o çok mutlu oluyor tabii bundan. |
Eve dönerken, arabaya bindirmekte zorlandık. Nasıl ağlıyor? Kapıyı tutup,''aç,aç'' diye bağırıyor. |
Geçen hafta sonu babaannesine gitmiştik. Serap ablalar da geldi. Mert ve Demet le |
koşuşturmak çok hoşuna gitmiş olmalı ki her attaya gidiyoruz deyişimde 'Met ,met diye Mert |
sayıklıyor. |
Akşam anneanne, babaanne le yemeğimizi yedik. Duru cuk mutfakta ocağın üstündeki düdüklü |
tencereyi görüp,'misı,misı' diye mısır sayıklamaya başladı. O tencerede pişirdiğimi görmüş. |
Ve o tencerenin içinde mısır var zannediyor. Bir iki kez tekrarladı bunu, ben de her seferinde |
tencereyi açıp, içinin boş olduğunu gösterdim ama o yine tekrarladı. Dayanamadım , |
buzluktaki tanelenmiş halde koyduğum poşetlerden birin açıp, tabağa doldurup, ısıttım. |
Önüne koydum, tabaktan çerez yer gibi alıp, yedi ve televizyon seyretti. |
14 Ağustos 2011 Pazar
Misı nam-ı diğer Mısır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder