22 Kasım 2017 Çarşamba

Arda Neler Yumurtluyor ?

Arda her geçen gün daha bir 3 yaş sendromlu çocuk oluyor. Terrible two vardı  bir de horrible four vardı. Bizimki ikisinden de birer 'kuple  almış bizi çıldırtıyor. Her müdahalemizde '' yapıcam işte banane'' ,''vurucam işte banane'' , ''giymiycem işte banane'' ve bu tür cevaplar veriyor.


 Arada komik şeyler de yapmıyor değil tabii.


***Geçen hafta ablasından öğrenmiş olmalı ki bana '' majesteleri'' demek istedi ama ''pajesteleri'' dedi.
Çok güldük buna. Sinan '' paçozlar kraliçesi demek istedi sana herhalde'' dedi hatta. Hakikaten öyle demiş gibi oldu ama .


***Akşamları Arda yı yatırıp, kitap okuyorum . Şu aralar favori kitabımız ''Dinazor Öyküleri'' .Bu kitabın içinde 5 ayrı öykü var ama biz genellikle 2 tanesini okuyoruz. Bazen arka arkaya ker ikisini de okumamı istiyor. Eğer okuyacak gücüm yoksa  (ki bugünlerde pek olduğunu söyleyemem.Mevsimsel de olabilir, mevsimden bağımsız olarak ruhsal da olabilir yine pek bir çekilmez oldum kendime. Sadece uyumak istiyorum. Hiç bir şey yapmak istemiyorum hele işe gitmeyi hiç istemiyorum.) birinci kitabın sonunda ''bittiiii şimdi uyuyoruz'' diyorum.
Arda da genellikle '' bana bir masal anlatsana'' diyor. Şöyle uzuuuun bir genel bilgi verdikten sonra asıl anlatmak istediğim konuya gelebiliriz.
2 akşamdır bu aşamaya geldiğimiz de '' bana bir masal anlatsana ama ağzınla anlat'' diyor.
Bu beni çok güldürüyor. ''Başka neremle anlatabilirim ki oğlum?'' diyorum ama bunu anlamıyor tabii '' ağzınla anlat'' diye cevap veriyor. Ona ağzımla masal anlatıp, uyuyorum sanırım bu arada O da uyuyor.

13 Kasım 2017 Pazartesi

Mindfull or Mindful ?


Cumartasi günü Duru'nun okulunda bir seminere katıldım. Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı'nda doçent doktor olan Bilge Uzun un konuşmacı olduğu Minfulness semineri .
Aslına yapmamız gerektiğini bildiğimiz ve zaman zaman uyguladığımız bir yöntem ''mindfulness'' .
Ben de dinlediklerimi, aldığım notları birleştirip, ara ara okumak üzere bir özet çıkardım.

Mindfull or Mindful ?

 

İnsanlar genellikle bir şey yaparken başka şeyler düşünürler.

Mesela tepede güneşin parladığı çiçeklerin açtığı bir parkta bir çocuğun elini tutmuş yürüyorken,

çocuk tepedeki güneşi ve parktaki çiçekleri görerek yürürken,

biz akşamki davete giderken ne giyeceğimizi, ertesi gün gelecek misafirlere ne ikram edeceğimizi,

ev kirasını, okul taksidini vs vs binlerce şeyi düşünürüz.

Oysa bir çocuk gibi sade düşünmemiz gerekir.

Mindfull değil, mindful olmanın 3 eşdeğer adımı vardır.

  1. Anda kalmak (O an her ne yapıyorsan ona odaklanmak . Eğer dikkatinin dağıldığını düşünüyorsan , çapalama tekniği ile kendini o odağa geri getirmen gibi ) ***çapalama tekniğini henüz çok iyi bilmiyorum.
  2. Farkında olmak (Etrafındakileri farketmek. Bu bir çiçek, havanın ısısı , bir tabela , yoldaki evin rengi,şekli vs olabilir. Dalgın olmamak ,uyanık ve dikkatli olmak olarak da düşünülebilir)
  3. Yargısız olmak (Herkesi ve bu herkesin her tepkisini yargısızca kabul etme halidir.) (Ki benim en çok yapamadığım bu. Kendimi bu konuda nasıl eğiteceğim bir türlü bilemiyorum. Mesela biz olaylara pozitif pozitif bakmaya çalışırken , bunun kuralları olduğunu , nlp semineriden sonra o kadar eğitim almışken kimsenin bunu yapamadığını , çünkü her akşam mesai kaldıklarını vs vs anlatınca ben olaya yargısız bakamıyorum. Benim zar zor elde ettiğim pozitif duygularım baltalanınca sakin kalmam mümkün olmuyor. İnşallah ölmeden öğrenebilirim bunu)

 

Bu bilinç bütün çocuklarda var . O yüzden çocuklar  kin tutmaz, her şeye rağmen kaldıkları yerden devam eder.

6-7 yaşından sonra çocuklarda yargılar oluşmaya başlar.

Hırslanırlar, arkadaşları ile yarışmaya başlarlar. Bir sebepten kızar ve unutmayıp, kin tutarlar.

 

Bu egzersizlerle halk arasında soğancık denen beynin Amigdala bölümünü kontrol altına alırız.

Amigdala aslında ilkel beyindir. ‘’ Kaç yada savaş’’ komutunu verir.

Tehlike anında mantıklı tepkiler vermeyip, hayatta kalmak için ya kaçmayı yada saldırmayı emreder vücuda.

Bu bölüm travmaların olumsuz etkilerini de kaydeder ve gelecekte benzeri bir olayla karşılaşıldığında ne tepki vereceğini belirler. (çocuklukta yaşanan istismar olaylarının yada büyük kayıpların etkilerinin yetişkinlikte açığa çıkması da Amigdala yüzündendir.)

 

1950 lerde bu teori üzerinde ilk çalışan yazar John Kabat-Zinn kitabında Mevlana nın bir sözüne yer vermiştir.

Bu sözü hayatımızda bir felsefe gibi görürsek, uygulamayı daha kolay başarabiliriz.

‘’Bedenimiz ev sahibi , duygularımız misafir’’

Yaşadığımız duygular ne kadar yoğun olursa olsun, misafirdir ve gidecektir. Önemli olan bizim o duyguyu gideceğini bilerek , misafirperverlikle kabul etmemiz ve bize hissettirmek istediklerine izin vermemizdir.

Bunu hissederek yaşarsak , olaylar karşısında daha sakin kalabiliriz.

 

10 Kasım 2017 Cuma

Duru'dan Son Haberler

 Duru her gün yeni bir eser hazırlıyor. Bu eserler bir gün yeni bir kitap (bunlar aslında küçük öyküler ama Duru onları kendi hazırlayıp, bantladığı ve kitap formatı verdiği kağıtlara yazıyor.) bir diğer gün karikatür formatında çizilmiş resimler ve onların yanındaki konuşma baloncukları şeklinde gösteriyor kendini.
 Bu eserler onun için çok olağan şeyler olduğu için evin muhtelif yerlerine bırakılabiliyor. Salondaki yemek masasının üstünden , odasındaki çalışma masasının üzerindeki yığının arasından ve buna benzer herkesin (burada Arda'yı kastediyorum) kolaylıkla ulaşabileceği yerlerden onun atmaya kıyamadığım her türlü notunu topluyorum. Genellikle fotoğraflıyorum ve şimdilik bir dosyada bir çekmece içinde biriktiriyorum. Aslında artık ilk gördüğüm zamanlardaki kadar şaşırtmıyor beni bu yazdıkları çizdikleri ama her geçen gün kendini geliştirdiğini görüyorum bunlara baktıkça. Bir gün bir kitap yazabileceğini düşünüyorum genellikle.
 Salı günü okuldan aradılar. Yerimde değildim, duymadım telefonun çaldığını. Sonra telaşla okulu aradım. Defalarca telefon çalınca önemli bir sebebi olmalı aramalarının diye düşündüm. Öğretmeni Tülin Hn '' bu kez teşekkür etmek için aradım ben'' dedi. Duru'nun çok dolu ve donanımlı bir çocuk olduğunu, bu konudaki desteğimiz için bize teşekkür ettiğini söyledi. Duru'yu çok farklı eğitim materyali ve kitap ile desteklediğimizi onun da bunu okulda arkadaşları ile paylaştığını ve böylece arkadaşlarını da yönlendirdiğini iletti. Çok mutlu oldum, çok gurur duydum. Duru'nun çok iyi bir yerlere geleceğini düşündüğünü söyledi.
 Duru'nun çok özel bir çocuk olduğunu hep biliyorduk bunu bize her yazısı her resmi her fikri ile belli ediyor her zaman. Her veli toplantısında her öğretmeninden benzer geri dönüşler alıyorduk ama bunu öğretmeninden bir telefon alarak duymak da ayrı bir duygu.
 Sana çok ama çok teşekkür ederim kızım. Farkında olmadan ruhumun eksiklerini doldurduğun için çok ama çok teşekkür ederim. Umarım bu farkındalığın senin için pozitif bir fark olarak sana mutluluk getirir.