6 Şubat 2018 Salı

Bu Haftanın En Güzel Hadisesi 6/52

 Bu haftanın en güzel hadisesi nedir sorusunun cevabı henüz yok bende. Çünkü bugün daha haftanın ikinci günü ve haftanın nasıl güzelliklere gebe olacağını bilemeyiz.
 Şu an itibariyle hayattayım, sağlıklıyım, sevdiklerim de öyle diye cevap veriyorum bu soruya.
 Ama yarın belki de güzel bir olay olur ,çok sevinir çok mutlu olurum ve sizinle de paylaşırım .

 Dün akşam çocuklarla yalnızdık. Bir yandan bir köşeye çekilip , kitap okumak istiyorum, bir yandan çocuklarla ilgilenmem gerekiyor. Zaten bütün gün evde değilim bari evde olduğum zamanlarda çocuklarla iletişim halinde olmalıyım diye içim içimi yiyiyor. Ama bu iletişimin oyun olmasını istemiyorum çünkü oyunbaz bir insan değilim ve oyun oynarken sıkılıyorum. Bu hep böyleydi ,yeni kazanılmış bir alışkanlık değil yani benim için.  Ben çocuklarla zaman geçirirken en çok kitaplardan faydalanıyorum ,bir de kağıt-kalem eşliğinde yapılan aktivitelerden. Kitap okuyorum onlara yada en fazla isim-şehir-hayvan oynayabiliyorum Duru'yla. Bazen televizyon da izliyorum onlarla ama izlediğimiz hakkında, yorum yaparak ve konuşarak izliyoruz.
 Neyse işte böyle uzun bir detay verdikten sonra konuya dönebilirim. Dün akşam çocuklarla yalnızdık. Televizyonu kapattım . ''Haydi herkes eline kitabını alsın. Kitap okuyacağız bu akşam '' dedim. Arda ''Ben bilmiyorum sen oku'' dedi. Ben okurken bazı yerleri benden önce okudu . Ezberlemiş kitabın büyük bir bölümünü. Çok hoşuma gitti. Duru da böyle okuduğumuz kitapların bir satırını bile atlasam '' öyle değil, böyle , eksik okudun, atladın'' diye müdahale ederdi. Arda'nın Duru kadar olmasa da kitaplara ilgisi arttı. Daha da iyi olacak. Bak işte bu da bu haftanın güzel bir olayı olarak yorumlanabilir.
 Ne oldu da söyledim bilmiyorum ama dün Arda'ya ''Seni yerim'' dedim.
Arda ''Beni yiyemezsin . Ben bir insanım . Sen yanlış öğrendin galiba.'' dedi.
''Galiba'' nın ilk a sını uzatmadan söyledi. Çok komikti ve ben gerçekten yemek istedim Arda'yı.
 Ben dün akşam başladığım kitabımın büyük bir kısmını okudum. ''Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır!'' 'ı okuyordum.
 Duru ise dün akşam ''Kraliçeyi Öldürmek'' diye bir kitabı okuyup, bitirdi. Takdir ve tebrik ediyorum kendisini .
 Arda için de  ''Dinozor Hikayeleri'' kitabının bazı bölümlerini ve en sevdiği kitap olan ''Eyvah,Kalbim Kırıldı'' yı okuduk.
 Verimli bir akşamdı.
 Ta ki yatarayak yedikleri onca meyveye ve içtikleri birer bardak süte rağmen acıktık deyip, akşamın on buçuğunda makarna yemek istemelerine dek. Ben tatilde pervasızca yemiş olmamızdan mütevellit düz itibariyle yediklerime içtiklerime dikkat etmeye karar verdim ve bu kararımı Duru ile de paylaştım. Duru'nun da ekmek,hamur işi ve abur cubur olayını biraz azaltmasını istemiştim. Ama akşam işten geldiğim andan itibaren çocuk, kitapta, televizyonda hep algıda seçicilik yaşayarak, sandviç , mısır gevreği vs vs her türlü yiyeceği gördü. Kaçınılmaz son olarak da gereğinden fazla yiyerek  uyudu . Ben de bağırıp, çağırıp yattım. Gecenin sonu başladığı gibi sempatik bitmedi yine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder