21 Mayıs 2018 Pazartesi

Haftasonunun Ardından ...

  Bu cumartesi günü 19.Mayıs olduğu için Duru'nun Bilsem kursu yoktu. Ramazan olduğu için de benim kahvaltı  yapma durumum yoktu. Böyle olunca da sabah Sinan çocukları alıp, babaannelerine kahvaltıya götürdü. Ben de uzun bir uyku çekebildim.
  Öğleye doğru Sinan ve Arda eve döndüler. Duru babaannesinde kalmak istemiş. Birlikte kurabiye yapacaklarmış. Biz de öğleden sonra hep birlikte uyuyup, uyanınca da Arda 'ya gözlük almaya gittik .
  Konunun bu kısmı benim için çok sıkıcı . Arda'nın 4-5 günlükken ,gece elinden eldiveninin çıkması ve tırnakları ile gözünü çizmesi dolayısıyla sağ gözünde bir hasar oluştu. Buradan sonrası benim için keşkelerle dolu karmaşık bir konu . Keşke tırnaklarını kesseydim , keşke eline eldiven yerine çorap geçirseydim ... Bunu fark edip , yaklaşık  1 -1,5 aylıkken doktora götürdük ama götürdüğümüz doktor , benim gördüğüm garipliği gördüğünü ama bunun tırnakla gözünü çizmesinden kaynaklanmasının söz konusu olmadığını söyledi. Bazen doğuştan böyle farklılıklar olabilir dedi.
Bir süre sonra içim rahat etmediği için tekrar doktora gittik ama yine benzer cevaplar aldık. O günlerde bir müdahale  edilebilir miydi ? Bir damla vs kullansaydı şu anki sorun engellenebilir miydi ? Bunlar da başka iç sıkan sorularım . Neyse böyle böyle günler geçti ve biz Ekim.2016 da Kaşkaloğlu Göz Hastanesi'ne gittik. Sağ gözünde astigmat olduğunu ,sol gözünde aynı sorun olmadığı için bunun genetik bir durum olmadığını ,kesinlikle gözüne yaptığı darbeden kaynaklandığını söylediler. Altı ayda bir kontrol etmeleri gerektiğini ,gözlük kullanması gerekebileceğini söylediler. İşteee o günden beri de gidiyoruz doktora ve bu gidişimizde gözlük verdiler. Çok üzgünüm çünkü bu kadar küçük yaşta kullanmanın çok zor olduğunu düşünüyorum.
Çocuklarda göz gelişimi 6 yaşını dolduruncaya dek devam edermiş ve şu an sağ gözünü çok kullanmadığı için gözü tembelleşmiş. 7 yaşına kadar gözlük kullanırsa ,sağ gözündeki tembelliği düzeltebilirmişiz. Hatta günde 2 saat sol gözünü de kapatırsak daha iyi olurmuş .Bu kısmı çok ütopik , ben gözlük taktırmayı başarabileceğimiz konusunda bile endişeliyken, günde 2  saat gözünü nasıl kapatırız???
  Bu kadar uzuuun bir özetten sonra ,cumartesi günü gözlük almaya gittiğimizi söyleyebilirim artık .
Gözlüklerimizi bir sonraki cumartesi alacağız ve zorlu süreç başlayacak.
Biliyorum şükretmem gerekiyor. Korneasına bir şey olmadığı için ve görme kaybı yaşanmadığı için .
Ama elimde değil,'' nasıl engel olamadım ,bu benim ilk çocuğum değil ki tecrübesizlik olsun '' diye diye beynimi kemiriyorum. Astigmat gözlükle geçecek bir sorun değil , gözlük sadece göz tembelliğini engellemek için .
Yani nasıl bir elini gözüne sokmaktır ki göz kapağından bile bir parça koparmış .Oradaki doku kaybı şimdi şimdi biraz doldu ve daha az belirgin hale geldi.
  Allah beterinden korusun demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
  Hafta sonu dedim ama sadece tek bir konuya odaklandım , ne yapayım, dervişin fikri neyse zikri de o olurmuş.



14 Mayıs 2018 Pazartesi

Anneler Günü

 Anneler günü de dahil hiçbir özel gün çok da özel değil benim için . Kutluyoruz o ayrı. Ama mesela 23.Nisan da gösteri yapacak çocuğumun günü kadar heyecanlandırmıyor beni.
 Bu 23 Nisan da biz benim annemi , Serap Abla lar da Sinan'ın annesini aldılar ve hep birlikte kahvaltıya gittik. Sinan çocukların vermesi için iki ayrı hediye almış bana. Çocuklar hediyelerimi verdiler, günümü kutladılar.
 Buraya kadar her şey normal ama Duru bunu çok normal bulmamış olmalı. Çünkü kendisi benim için bir şey yapmak istemiş. Ve oyun hamurundan bu muhteşem çiçekleri yapmış. Gerçekten  muhteşemler .Hem gerçekten bir sanatçı tarafından yapılmış heykel kadar muntazam olduğu için hem de Duru kendi el emeği olmayan, kendi ruhundan bir esinti bırakamadığı bir hediyeyi kesinlikle
hediye kabul etmediği için .

 Duru'cuğum canım ,güzel kızım , bu naif yüreğin hep böyle kalsın. Hep böyle temiz kalpli ve iyi niyetli kal inşallah. Bu iyi niyet ,saflık ,kandırılma değil elbette kendini her koşulda koruyup, kollayabilen ama aynı zamanda da dünyanın en iyi kalpli ve üretken insanı olman en büyük dileklerimden biri...

Ciddi misin?

Arda bu ara çok düştü yine bana . Suratımı ellerinin arasına alıp, bana sorular soruyor romantik romantik.
''Anne sen beni özledin mi?''
''Evet çok özledim.''
''O zaman kızma!''


****


Herhangi bir konuda konuşurken ,
''Anne sen ciddi misin?''
''Ciddiyim.''
''Emin misin?''
''Eminim''
''Gerçekten mi?''
''Gerçekten''


Neden bu kadar teyid ediyor anlayamadım .Şimdi ben bu kelimeleri çok mu kullanıyorum diye kendimi gözleyeceğim.


****


Anneler günü vesilesi ile dün annemi de alarak kahvaltıya gittik. Kalabalık bir kahvaltıydı. Oradan dönüşte de çocuklarla birlikte babaanneme gittik. Arda halamın evinde bir yandan geziniyor ,bir yandan salona gelip bize bir şeyler söylüyordu. Bir ara geldi.
''Şeker Bayramınız kutlu olsun.'' dedi.
''Senin de Şeker Bayramın kutlu olsun'' dedik.
Bunun üzerine;
''Tamam o zaman gideyim de şekerleri getireyim '' dedi.
Babaannemin odasında şekeri düşer diye başucunda beklettiği şekerleri görmüş ve resmen onları yemek için güzeeeel bir yol yaptı kendine.



9 Mayıs 2018 Çarşamba

Arda Neler Söylüyor ?

 Arda bazen öyle şeyler söylüyor ki insan hayrete düşüyor. Bazen işe gidişimle ilgili sıkıntılar yaşıyor . Aslında anneannesi ile gayet iyi zaman geçiriyor hatta öyle ki bazen akşam annem evine gidince '' Anneannem neden evine gitti ama biz birlikte uyuyacaktık'' diye mızmızlanıyor. Yine de
sabahları ''Bugün tatil mi?'' diye sormasına engel olmuyor bu durum.
 Bugün mesela Duru' ya kızıp, söylendim okula giderken oyalandığı için .Arda hemen duruma el koydu,
''Anne sen ablama kızınca ben sinirleniyorum ve yeteeeer diye bağırmak zorunda kalıyorum'' dedi.
Bunlar hep benim sözlerim .Kendimi tutamayım ,söylediğim her şey gün gelip, bana dönüyor.


Tuvalet Eğitiminde Neredeyiz ?

 1 Mayıs itibariyle radikal bir karar alarak Arda 'da tuvalet eğitimine başladık. Bir süredir kafamızı kurcalayan ve nasıl halledeceğimizi bilmediğimiz bir konuydu bu . Arda çok net bir şekilde tuvalete veya lazımlığa tuvaletini yapmayı reddediyordu çünkü.
 O gün bez bağlamadık ve saat başı 10 dk. tuvalette oturttuk. Denemelerden birinde başarılı oldu. Gülen yüz stickerı ile ödüllendirdik. Banyoda fayansa yapıştırdık. Böyle böyle bugüne kadar ulaştık.
Uyanıkken kaçırmıyor ama her akşam yatarken şansını deneyip;
 ''Kulağına bir şey söyleyebilir miyim?'' diye soruyor. Sonra da,
''Dişimizi fırçalayıp , bezimizi takıp uyuyabilir miyiz?'' diyor.
''Hayır. Artık bez yok '' deyince dolapta kalmış 3 bezi bulup ,sinir krizi eşliğinde tek tek fırlatarak ,
''Var işte ,var,var'' diyor. Bezleri ortadan kaldırıp, kurtuldum. Yine şansını deniyor ama kriz olmuyor en azından.
 Bu kez de yatarken tuvaletim yok deyip, oturup oturup yapmadığı için ,yattıktan yaklaşık 1,5 saat sonra yatağını ıslatıyor.
 Bu da böyle bir süreç ve pes etmezsem kökten çözülecek diye umuyorum.
 Biraz daha sabır. Ama gerçekten sinir bozucu çünkü gecenin ikisinde çarşaf değiştirmek, Arda yı temizlemek ve o çarşafları yıkayıp, asmak insanı epey geriyor.