31 Ocak 2011 Pazartesi

Gerçek 1 yaş :)

Bugün aslında gerçek doğum günümüz .Tam 1 sene önce bugün doğdu küçük prenses.
Kurabiye kuzumun ilk doğum günü için öyle heyecanlanmıştım ki .
Şimdi o heyecan ve yorgunluğun üzerine kendimi külçe gibi hissediyorum.
Hafta sonu çok yorucuydu, uykum var çok.
Ama hem cumartesi hem pazar günü organizasyonlarında inanılmaz keyif aldım.
Özellikle pazar günü çocukların mutluluklarını görmek çok güzeldi.
Hepsi ayrı ayrı mutluydu.
Ben bu ilk sene için olur bir daha olmaz diyordum böyle organizasyon ama
Dünü gördükten sonra herhalde her sene gücümüz vaktimiz oldukça, yaparız böyle bir şey.
Çocukları mutlu görmek insanı çoook mutlu ediyormuş.
En sona Derin ler kaldı. Çocuk gitmemek için ağladı.
1 saat daha oturdular. O kadar mutlu oldum ki…

30 Ocak 2011 Pazar

1 yaş doğum günü - volume.2

Veee doğum günün 2.perdesi de bugün açıldı.
Bugün arkadaşlar için düzenlediğimiz 1.yaş günümüzün 2.perdesi var.
Menü de yine aynı dünkü yiyecekler var.
Bugüne de yetebilsin diye hepsinden çok çok hazırladık.
Börekleri bugün için yine taze taze pişirdik.
Sadece mercimek köftesini sıfırdan tekrar hazırlamak durumunda kaldık.
Bugünkü pastamızın teması Hello Kitty ydi. Tadı ise dünkü ile aynı. Çikolata-frambuaz :)
Çünkü annecik tam bir Hello Kitty hastası. Kızının da öyle olmasını istiyor. Saçma ama !!!
Bugünkü misafirlerimizi de hemen belirtelim.
Özgür-Fatma-Mert Efe
Ece-Çınar-Derin
Bahar Hn.-Cem Bey-Can
Suzan
Özlem-Hacer
Teyzoşumuz Meltem
Bugün de yedik, içtik, eğlendik çok şükür.
Bugün düne göre daha neşeli ve sakin geçti.
Hem ilk günün heyecanını attık üzerimizden hem de bugün biraz daha erken başladı parti.
Her ikisi de sebep olabilir daha yumuşak geçmesinin.
Çocuklar çok eğlendi. Yerlerde debelendiler. Oyuncaklarla haşır neşir oldular.
Mükemmel fotoğrafları var. Hele hepsinin  aynı anda havaya baktığı bir fotoğraf var ki
İşte o benim favorim.

29 Ocak 2011 Cumartesi

1 yaş doğum günü - volume.1

Eveeet. Nihayet Duru nun 1.doğumgünü kutlamasının 1.perdesi bugün açılıyor.
1.perdesi diyorum çünkü bugün aile eşrafı için yarın ise arkadaşlar için partimiz olacak.
Sabah bir ara Meltem le evi süsledik. Akşam dan Sinan sağ olsun balonları şişirip,
Duru nun yatağının içinde biriktirdi bizim için.
Biz de önce salonun şeklini değiştirdik ki ortalık iyice açılsın, sonra da süsleri oraya buraya
yapıştırıp, bağlamaya başladık.
Akşam 19-19.30 gibi başlar diye bildirmiştik herkese.
Duru öğleden sonra uyumadığı için çok huysuzluk yaptı.
Serap Abla lar da çok geç gelince doğum günü partimiz çok geç başladı.
Fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi Duru uyku huysuzluğu ve kalabalık sendromuyla birlikte
çok mutsuz saatler geçirdi.
Herkes gelmeden önce bir ara da fotoğrafçıya gidip aile fotoğrafı çekildik.
Gerçi çocukla özellikle de ayakta desteksiz duramayan bir çocukla fotoğraf çekilmek çok
zormuş, bunu anladık.
Çekilen fotoğrafların içinde bastırmaya değecek fotoğraf bulmakta epey zorlandık.
Bugün kimler vardı aramızda şimdi onlara değinelim biraz.
Anneannem, teyzelerim Selma ve Aysel
Hüseyin Abi, Ayşen, Deniz
Serap Abla, Yıldırım, Demet, Mert
Duru nun Babaannesi 
Duru nun Anneannesi
Duru nun Teyzesi
Duru nun Annesi :)
Duru nun Babası :)
Yedik ,içtik, mutlu mutlu zaman geçirdik. Minik kızımızın 1 yaşını doldurduğuna inanamadık.
Gece boyunca fonda Duru nun sevdiği çocuk şarkılarını dinledik ve ekrandan da hamilelikten
başlayan fotoğraf geçmişimizi izledik. Ne çok değiştiğini ve büyüdüğünü insan ancak
fotoğraflara bakarak anlayabiliyor aksi halde hep bu halindeymiş gibi geliyor insana.
Bütün akşam hep birlikte fotoğraflar çekildik, Duru nun hediye paketlerini açmaya çalışmasını
ve açtıktan sonra elinden bırakmayışını fotoğraflarla sabitledik.

28 Ocak 2011 Cuma

MeltemTeyze geldiii

Meltem Teyze miz Duru kuşunun doğum günü için gecenin bir köründe Karabük ten geldi.
Bu kez yarın doğum günü olacağı için otobüs yerine Ankara dan uçakla geldi hatta.
Gece çok geç saatte hatta artık günlerden 29.01 olmuşken geldi eve.
Kapıyı Duru yla birlikte açtık. Duru o saate kadar uyanık kalmasının da etkisiyle, ağladı.
Meltem Teyze de Duru beni tanımadı diye ağladı. Öyle bir süre ağlaştık, doğal olarak. :)
Sonra da yattık. Eeee yarın çok işimiz var.

24 Ocak 2011 Pazartesi

1 yaş doğum günü hazırlıkları

Tarih kısmını genellemem gerekir. Çünkü Duru nun doğum günü hazırlıkları hayatımızda büyük bir zaman kapladı.
Önceleri doğum gününde misafirlere dağıtmak için bir şeyler hazırlamak istiyordum aynı
doğumunda dağıttığımız gibi elle yapılabilecek bir şeyler.
Sonra düşünürken düşünürken, Ocak ın yarısını harcadım. 'Hiç böyle bir işe kalkışma,
yetiştiremez sıkılırsın' dedim kendi kendime.
Ama sonra dayanamayıp, başladım yine keçelerle uğraşmaya.
Keçelerden şirin mi şirin güzel mi güzel cupcake ler hazırladım.
Sonra tül içine yerleştirdiğimiz pembe badem şekerlerini kurdele ile bağladık arkalarına.
Mıknatıs da yapıştırınca buzdolabı süslerimiz hazır oldu.
Doğum şekerlerini dağıttığımız pembe süslü sepetimize koyduk. Fotoğraflar çok şirin :)
Bu hazırlıkla bitmedi tabii küçük hanım ın doğum günü hazırlıkları.
Misafirlere ne ikram edeceğimizi de uzun uzun düşündük günlerce.
Listeler hazırladık. Neyi kim hazırlar diye planlar yaptık.
Sonuç olarak şöyle bir liste çıktı karşımıza ;
*Peynirli rulo börek
*Patatesli/kıymalı muska börek
*Mercimek köftesi
*Yaprak sarması (Duru nun babaannesinden)
*Kuru patlıcan dolması (benim anneannemden)
*Tarçınlı kurabiye
*Havuçlu toplar
****veee ayıcıklı, kedicikli pastamız (Tatlı Hayat diye bir yerden sipariş ettik)
İlk doğum gününde pasta üzerindeki karakterlerin Duru nun tanıdığı ve 
isimlerini söyleyebildiği karakterler olmasını istedim.
Pastayı görünce heyecanlanıp, isimlerini bağıracağını sanmıştım. Ne yanılmışım.:(
Kıyafet olayına gelince…
Duru için çok kıyafet aradım. Hava soğuk olduğu için her bulduğum kıyafeti alamadım tabii.
En sonunda bulduğum pembe simli triko bir elbisenin etek ucuna uygun renkte tül 
dikerek ,elbiseyi biraz daha parti temasına uydurdum.
Böylece Duru nun doğum günü elbisesi de hazır oldu.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Hastalığın ardından hayata dönüş

Ben daha iyiyim. Henüz eskisi gibi hissetmesem de kendimi.
Gece süt yapmak için kalkıp, apar topar koştururken terim soğuyor herhalde .
Duru daha iyi ,iştahı da biraz daha düzeldi.
Sadece tekrar kontrol ettirmek istiyorum.
Kulağı tamamen iyileşti mi diye…
Şurubu sevmediği için uzun süre kusuk temizledik. .
Ama şimdi enjeksiyonla veriyoruz.
Yine ağlıyor ama en azından etrafa döküp saçamıyor.
Gerçi kusacaksa yine kusuyor ona çare yok.
Duru bizim odada yatıyor. Kendi yatağında.
Odasını ayırmadım baharda ayırmayı düşünüyorum.
Gündüzleri kendi odasında yatırmaya çalışıyorum hafta sonları
ki  odasına alışsın, orada uyandığında ağlamasın diye.
Hafta sonu cumartesi hava çok güzeldi ama Sinan çalışıyordu.
Çıkamadık.
Ben de mutfak dolaplarını boşalttım,
Örtülerini yıkayıp, yenilerini serdim,
Sildim içlerini, fena bir iş yani.
Pazar günü de hava çok kötüydü.
Sinan ın annesini çağırıp, bizde oturmasını rica ettik.
Bizim biraz alışveriş yapmamız gerekiyordu.
Onu hallettik. Çekmece kilidi falan aldık.
Ama işe yaramadı.
Bütün mutfak çekmecelerinin kulplarını söktük çözüm olarak.

12 Ocak 2011 Çarşamba

Orta kulak iltihabı aramıza hoşgeldin

Duru hastaydı çok. Geçen hafta çok ateşleniyordu. Gerçi 39 olmamıştı ama.
Dolven (ibufen, pedifen de aynı şeymiş) ve Calpol ü 4 saatte bir dönüşümlü olarak vererek 
dengeye sokabilirsiniz ancak dedi Özlem.
Nitekim bu şekilde normale döndü.
Burun akıntısı da geçmişti.
Ama gece ağlamaları kesilmedi.
Ağlayarak uyanıyor ve susmak için 2 yudum süt içiyor, açlıktan değil yani ,yarım saatte bir falan.
Ben de hastayım bu arada.
Dün doktora gittim.
Boğaz enfeksiyonu, antibiyotik verdi.
Öğleden sonra da Duru yu götürdük.
Orta kulak iltihabı olmuş. Ona da antibiyotik başladık.
Ama çocuklara ilaç vermek, damla damlatmak kolay mı sanki,
Evde kriz yaşanıyor sürekli. Bağrış çağrış,2 damla şurup içirebiliyoruz ancak.
Çok can sıkıcı yani durumlar.
Bu arada diş etleri çok şiş ve kırmızıymış.
Azılar geliyor dedi doktor.
'Eğer bugün gelmeseydiniz 2-3 güne acile gitmek zorunda kalırdınız kulağı için dedi.
Çok sancılı bir durumdur. Kaldıramazdı bu ağrıyı'' dedi.
2-3 gün önce oluşmuş ama daha yeni.
'Geçen hafta ateşi olduğunda gelseydiniz de ben göremeyebilirdim ''dedi.

10 Ocak 2011 Pazartesi

Şimdi de beni vurdu

Şimdi de ben hastayım
Dudağımda uçuk çıktı. Boğazım şişti.
Duru dan bana bulaştı e ben dinlenemediğim için beni fena vurdu.
Duru nun dişetleri kıpkırmızı ve şiş.
Çok huysuz, her şeye ağlıyor ama her şeye
Dün itibariyle yine ishal gibi oldu. Eskisi kadar su gibi değil ama yine de ishal.
Bize tyrosyd de sürebilirsiniz dedi Sinan ın abisi ve Özlem.
Zaten Çınar ların doktoru da onlara tyrosyd i vermiş.
Bir iyileşelim de ne biz kimseye bulaştıralım, ne bize bulaşsın artık.
Hayırlısıyla bu doğum gününü atlatalım istiyorum.

7 Ocak 2011 Cuma

İyi ki doğdun Mert Efe

Bu akşam Mert Efe nin doğum günündeyiz.
Mert Efe yürüyebiliyor artık ama benim minik kızım tutunmadan yürüyemiyor henüz.
Özgür lere giderken arabada uyuyordu Duru .Eve girdikten kısa bir süre sonra gözlerini açtı.
Ev doğum günü dolayısıyla süslenmişti etraftaki süsleri gösterip gösterip ''Çiççe ,çiççe'' dedi
benim minik kuzucuğum.
'Çiççe'' Duru nun dilinde çiçek demek olup, ilk söylemeye başladığı kelime desem yalan
söylemiş olmam herhalde.
Bütün gece her gördüğü süs için aynı derece heyecanlanarak ,'çiççe' demeye devam etti.
Kızım henüz yürüyemiyor olabilir ama bu emekleyerek de istediği yere ulaşamayacağını
göstermez.
Her an her yerdeydi. Hop mutfakta, hooop salonda. İnsanların ayaklarının arasında.
Henüz oyuncak paylaşma fikrine açık değil. Doğum gününde hem Mert Efe nin hem de 
kendinden 1,5 yaş büyük bir misafir kızın elindeki tüm oyuncakları ellerinden çekti
neredeyse.
Oynamak için değil tabii. Çekip bir kenara bıraktı. Maksat onlar da oynamasın :)

5 Ocak 2011 Çarşamba

Çocuklar hasta olmasın

Bu günlerde durumumuz hiç iyi değil,
Duru hasta. Peditus içiyorduk. Doktor 5 günden fazla devam etmeyin demişti.
Biz de 3 gün içirip bırakmıştık. E zaten iyileşmişti de.
2 gündür yine kötü, burnu akıyor, tıkanıyor, temizletmiyor. Temizlerken ağlıyor.
Okyanus suyu aldık, bebekler için minik göz damlası gibi plastik tüpte.
Ağlasa da kullanıyoruz mecburen.
Dün akşam yine ateşliydi, boş boş bakıyordu etrafa.
Calpol içirip, yatırdık. Gece 3,5 gibi uyandı ateşi artmıştı. Yine calpol içirelim dedik.
İçirmemizle kusması bir oldu. Üstümüz, başımız yatak rezil oldu.
Korktu bu seferde ağlamaya başladı.
Sabah uyurken çıktım, ateşi düşmüş gibiydi.
Bilmiyorum yaa, iyileşti derken yeniden başlıyor. Ne yapmalıyım bilmiyorum.
Bu akşam Özlem gelecek, ona bir muayene ettireceğim olmazsa doktora gideceğiz.
Ama doktor 38 derecenin üstüne ateş demiyor ki.
Bizimki max. 36,5 oluyor. Ama o da duru için çok işte.
Bu ateşte bile huysuz ağlamaklı ,sürekli kucakta.
Sabahları mümkünse Duru ya görünmeden çıkıyorum evden.
Şu an o insanların söylediği, ''hadi annecim ben şimdi gidiyorum işe, para kazanıp,
sana süt alıcam, mama alıcam'' hikayeleri için çok erken.
Boşu boşuna ağlatmanın anlamı yok çocuğu.
Anneme bırakırken de çaktırmadan Sinan a bırakıp çıkıyordum.
Tabii mümkün olduğunca ,çünkü eğer karşılaşırsak, ağlıyor çocuk.
Ben sanki odadan başka bir şey için çıkıyormuş gibi çıkıp gidiyorum
arkasından el sallamıyorum henüz.
Duru nun da arkadaki dişleri çıkacak, herhalde eli bileğine kadar ağzında nerdeyse.
Bu hafta sonu Özgürlerin oğlanın Mert Efe nin doğum günü var.
Bizimkine de az kaldı. Ben de bu konuyu düşünüyorum işte ne yapsam neler ikram etsem 
falan diye.
Meltem gelecek Duru nun doğum gününde.
Genel olarak o da mutsuz alışamadı ve alışmak da istemiyor sanırım.
Hep bir mutsuzluk buluyor kendine.
Haksız değildir mutlaka, ben asla gitmezdim bile.
Amaaan hep böyle saçma sapan yani durumumuz.